ORHAN KALABALIK

Dikkat çeken sessizlik...

Geçtiğimiz gün yazmıştım, “Belediye Başkanı Kazım Arslan yeniden aday olacak mı?” diye. Kişisel görüşümü de o gün açıkça yazmıştım… Elbette istemeyen çok az bir kesim vardı, yazıma istinaden bunların tepkisi de hep şehir merkezinin birkaç kilometrelik kısmı ile sınırlıydı,  “biz perişan olduk, araçlarımızı çekemiyoruz, yollar dar” diyenlerdi. Bunun dışında başka bir eleştiri konusu yoktu. Çalışmaları takdirle izleniyordu.
Şunu çok net gördüm, bu kesim ile arada kocaman bir iletişim kopukluğu vardı. İletişim kurulsa, dinlendikten sonra, sorunların kaynağına inilip izah edilse, sonrasında kesin şunu duyacaksınız, “haklısın…” Çünkü İnsanımız oldukça anlayışlıdır, yeter ki bir konuşulsun. Ben bunu aynen yaptım ve gördüm.
***
İsterdim ki, sosyal medyadan Cumhurbaşkanı’na iltifat ederek tarafını gösterme gayreti içerisinde olanların da aynı şeyi yapmasıdır. Ama nedense yapan yoklar… Belediye Başkanı Kazım Arslan gazetelere verdiği demeçle, kimi zaman sokakta, kimi zamanda sosyal medyadan yaptığı çalışmaları bir bir anlatıyor, yaşanılan sıkıntıların kaynağına değiniyor.

Bunu sadece başkan mı yapacak?

Bir muhalif yazar olarak iki de bir ben mi yazacağım?

Mümkün değil.
Peki, AK Parti teşkilatı ne yapıyordu bu süreçte? Sanki belediyenin muhalefetten gibi sessiz kalınması oldukça düşündürücü değil mi? Hâlbuki o kadar yapılan iş var, şimdi gece gündüz bunun propagandasının yapılması gerekiyordu. Yapılmayınca bir kopuklukta burada dikkat çekiyor.  
Efendiler bitireyim, teşkilatın sessizliği vatandaş tarafından, “Ak Parti Yozgat milletvekili sayısının 4-0’dan neden 2’ye düştüğü anlaşılamadı” olarak yorumlanıyor.
Büyük bir kitle memnun çalışmalardan…
Az bir kesimi de çok mu zor dinlemek ve ikna etmek?
***
ESKİ DOĞUM HASTANESİ…
Yıkılıyor güzelim bina. Gerekçeleri sunulmuş lakin “Bizans oyunları” filminde ki gibi önce hançerlenmiş sonra yakılmış bir kralın otopsi raporuna kalp krizi yazılması gibi.
Tüm okullar yıkıldı, ardından hastaneler yıkılıyor.
Ne tuhaf demi 13 yıllık binada çürük çıkmış. Şüphe yok ki böyle giderse 8 yıl sonra Adliye Sarayı,  12 yıl sonra yeni Valilik binası da çürük çıkacak.
18 yıl sonra da şehir hastanesi.
Ardından tekrar okullara geçilecek.
Bu işin sonu nereye gidecek?
Tarım ve hayvancılık kenti Yozgat böyle mi kalkınacakmış, hayvan sayısı düşerken, çiftçi sayısı azalırken, yeni binalar ile mi bu şehir kalkınacak?
İnşaata ayrılan paranın onda biri hayvancılığa destek olarak sunulsaydı bugün ülkemiz dışarıdan buğday, et, saman ithalatı yapar mıydı? Dolar bu kadar artar mıydı? Ekonomi çöker miydi?
Üzülüyorum, beton ekonomisi ne ülkemizi ne Yozgat’ımıza fayda sağladı.

***
ALİ KEVEN DİĞER 
VEKİLLERİ SOLLADI…
CHP Yozgat Milletvekili Ali Keven üzerine ne yazsak azdır. Gece gündüz Yozgat’ın tüm sorunlarıyla meşgul, tüm sorunlarla ilgilenme ve gündeme getirme gayretinde. Gazetelerde her gün bir haberi yayınlanıyor. Sosyal medyada da oldukça aktif. Diğer vekilleri sollamakla kalmadı büyük de fark atmış durumda.
Şöyle bir soru aklıma geliverdi.
Ali Keven iktidar partisinden olsaydı yine aynı şeyi yapar mıydı?
Bence yapardı.
Yozgat’ın bu durumuna seyirci kalmazdı, taleplerini dile getirirdi.
“Muhalefet gibi konuşuyorsun” diyenleri “Yozgat’ın sorunlarını diyorum” diyerek sustururdu.
“Seni ben seçtim” diyenlere “beni halk seçti diyerek” masaya yumruğunu vururdu.
Yozgat işte o zaman alamadığını alırdı.
Neden alamadığını anlatmama gerek yok sanırım.