ORHAN KALABALIK

Vali Yurtnaç'ın arkasından..

Gidenin ardından konuşulmaz, isterdim ki herkes yüzüne karşı konuşsaydı. Sanırım o da bunu fark etmişti, geçen yıldı tüm basın mensuplarının gözünün içine baka baka, meydan okurcasına “bizi eleştirin” demişti. Gazeteci elbette kafasına göre bir eleştiri yapamazdı, bu eleştirinin kaynağı halktı, sivil toplum örgütleri idi. Eleştiri buradan yansıyacaktı. Mesela Suriyeliler konusunda halkta bir endişe vardı, Sayın Vali’ye “akşam 8’den sonra hiç şehrin caddelerinde gezdiniz mi?” sorusunu yönelttim. Sayın Vali mesajı almıştı, bir bakıma istediği olmuştu. Sonrasında istemediğimiz hadiseler hiç yaşanmadı. Yine eleştiri demişken, OHAL kapsamında Yozgat’ta kapatılan alkollü mekânların ülke gündemine oturulmasını da yazanlardanım. Başka biri olsaydı hemen kapıları yüzümüze kapatırdı.

***
Benim açımdan en önemli yanı, yıllardır yazdıklarımı sanki duymuşçasına dile getirmekti. Bence en büyük talihsizlik Kayseri değil de Yozgat’ta olmasıydı. Hâlbuki engelleri kaldıran imajıyla sunulmuştu, nerden bilebilirdi ki engelin kaldırılmasını isteyen bir ilin kendi başına engel olduğunu.
Hedefi; üreten, istihdam sağlayan ve ülke ekonomisine katkı sunan bir Yozgat’tı. Özeleştiri dahi yapıyordu, resmi kurumları doldurmakla ne istihdam ne de kalkınma sağlanırdı. Düşüncesi memur zihniyetini ortadan kaldırmaktı… Mücadeleye çok iyi başladı, işadamları zirvesi yapılmasını sağladı, Türkiye ve Avrupa genelinde Yozgatlı işadamlarının ayağına gidildi ardından Yozgat’a davet edildi. Öte yandan ise valilik tarafından, Yozgat organize sanayisindeki firmaların, özel haberler ile tanıtımı yapıldı.  Yozgatlı bile öğrendi ki bu firmalar da sıradan bir firma değilmiş, Yozgat dünyaya açılmıştı. Yatırım yapacak diğer firmalara iyi bir referanstı.
Vali Kemal Yurtnaç, “Eğer geleceğinizi planlamazsanız, varacağınız noktaya gelemezsiniz” diyordu. Termal kaynakların önemine vurgu yaptı, hedef koydu, “Yozgat’ı Türkiye’nin Davos’u yapacağız” dedi. Yatırımcılara sıfır bürokrasi vaadinde bulundu. Elbette memur zihniyetinde olanlar bundan rahatsızdı, çünkü “bugün git yarın gel” diyen anlayış şimdi çalışmak zorunda kalacaktı.
Sonra mı?
Sonra biranda zaman durdu. Üretim, istihdam, yaşanabilir Yozgat, göç veren değil göç alan bir Yozgat sözleri yerini suskunluğa bıraktı. Şüphesiz çalışmaktan rahatsız olan kesim siyasi irade ile sanki amacına ulaşmıştı.
Döneminde tek hoşuma gitmeyen şeydi hastanenin yıkılması, okulların yıkılması. Son olarak da eski Doğum Hastanesi gibi modern bir binanın çürük raporu ile yıkılması herkes gibi beni çok üzdü. Dile getirdik ancak gücümüz yetmedi. O çürük bina 3 haftadır yıkılmaya çalışılıyor. Halbuki 100 metre yanında eski Ticaret Lisesi’nin yeri vardı. Hatırlanacağı üzere o okulda yıkılmış arazisi bomboş duruyordu. Bu kadar ileri görüşlü biri nasıl olurda böyle bir karar verebilirdi aklım almıyor yoksa bunun altında başka bir neden mi vardı? Giderayak yoksa böyle yap denerek üzerine mi yıkılmak istendi? Bilmiyoruz.

***
Tarihin tozlu sayfalarında çok şeyler yazacak… Sayın Yurtnaç’ın üreten, istihdam sağlayan, göç vermek yerine göç alan bir Yozgat sözleri elbette öncelikle yer alacak. Dahası “Yozgat Türkiye’nin Davos’u olacak” sözü belki sonrakilere referans olacak. Ancak üzgünüm ki halk arasında ise sağlam hastanenin yıkılmasıyla bilinecek. Yine belirtmekte fayda görüyorum, halende aklım almıyor, Sayın Vali nasıl böyle bir şeye müsaade eder? Bunun altında şüphesiz bir Çapanoğlu vardır.
Bitireyim…
Sayın Kemal Yurtnaç’a valilik görevi boyunca Yozgat’a verdiği katkılardan dolayı teşekkür ediyor, yeni görevinde başarılar diliyorum. Ayrıca sosyal medyadan Sayın Vali’nin atama haberinden sonra eleştirenleri de neden bugüne kadar sustuklarını sorgulamaya davet ediyorum.