KAAN PINARCIOĞLU

Siyaset gölgesinde Ramazan...

Mübarek Ramazan ayı ile seçim çalışmalarının aynı zamana gelmesi çok iyi olmadı diye düşünüyorum. Zaten birçok kişi birbirini ramazan sofralarında ve sohbetlerinde denk getirip görmeye çalışıyordu, seçim çalışmaları da bu vesile ile birleştirilmiş oldu. 
Tabii ki burada "vesile" dediğimiz şey Ramazan bayramı etkinlikleri mi yoksa seçim çalışmaları mı?
O büyük soru işareti oluşturuyor kafalarda…
Ya da sadece bende…
Zira ramazan sofraları, bizim kültürümüzde her kesimden insanların bir araya gelerek düşmanlığı, kini, küskünlüğü, nefreti ve ayrışmayı geride bırakıp, barış içerisinde oturduğumuz, tek rakibimizin nefs olduğu sofralardır.
Günümüzde girmediği yer kalmayan, her girdiği yerde ayrışmalara sebep olan, insanlara özünü ve esas vazifelerini unutturan siyaset, sözlükte ; "Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş ve anlayış" olarak geçse de, günlük hayatımıza olması gerektiğinden fazla müdahale eder bir hal aldı. 
Siyasi görüşünü beğenmediğimiz arkadaşımıza selam vermiyor, aynı siyasi görüşte olduğumuz kan davalımıza siyasi görüşünden dolayı sahip çıkıyoruz neredeyse… Bu konuların en alevli ve heyecanlı olduğu seçim çalışması zamanına, ramazan ayının denk gelmesi bile buna bir fayda sağlamıyor. 
Siyasetin ve yaklaşan seçimlerin, dinimiz İslam’ın şartlarından biri olan orucun amacını gölgede bıraktığını düşünüyorum. 
Bize yıllarca öğretilen şey;
Ramazan ayında oruç tutulur. 
Neden bu ayda tutulur?
En önemlilerinden birisi Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmeye başlamıştır.
Müslümanlar için en hayırlı ay, on bir ayın sultanı diye nitelendirilir…
Bu ayda yapılan ibadet (oruç) Müslümanların sabırlarını, iradelerini, ve nefislerini kontrol etmelerini sağlayan bir ibadettir. 
Bu aya siyaset karışınca ne yazık ki bize öğretilenin uzağında görüntülere şahit oluyoruz…  Oysa ki bu mübarek ayı, bu güzel ülkede daha yakışır şekilde yaşayabiliriz. 
Genel olarak baktığımızda ülke hepimizin ülkesi, Cumhuriyet’in getirisi olarak da yönetecek olanlar bizler ya da bizim aramızdan çıkacak olan kişilerdir…
Neyin kavgası?
"Ben daha iyi yönetirim’’in kavgası…
Kimin kavgası?
"Siyasilerin" kavgası…
Üzülen, mağdur olan ve acı çeken kim?
YÖNETİLENLER…
Bırakın yukarıda filler tepişsin, biz aşağıda ki ezilen çimler olarak dini vazifemizi bari yakışır şekilde yapalım… Küsen, kavga eden, fitne oluşturan, iftira atan, yalan söyleyen biz olmayalım…
Barış ve kardeşlik içerisinde yaşanan hayırlı ramazanlar diliyorum…
Haydi selametle…