KAAN PINARCIOĞLU

Nerede kalmıştık?

Kısa süreli bir ayrılığın ardından tekrardan merhaba…

Kaldığımız yerden, olanı-biteni veya olmayanı yazmaya devam edelim…

Hepimizin malumudur ki, çok konuşuyoruz, konuştukça açılıyor, açıldıkça ne konuştuğumuzu bilmez hale geliyoruz…

Ama genelde kendimizin dışında seyrettiğimiz ya da içerisinde tam anlamıyla ol(a)madığımız işler hakkında konuşuyoruz. Yani demem o ki kendimize dokundurmadan başkaları için konuşuyor ama kendimiz için yaşıyoruz. Bildiğimizden fazlasını da konuşuyoruz diyebiliriz sanırım buna…

Kim bilir belki bunlardan bir tanesi de benim…

Bayram öncesi ve bayramda Yozgat’ta idim. Hem aile ve yakın çevremi ziyaret ederken hem de birtakım gözlemlerde bulundum. Benim gözlemlerim kim için ne kadar önemlidir bilemem ama genel eleştirilere vakıf birisi olarak bu konuları yerinde gözlemleme şansı buldum, bir kısmını da buradan değerlendirmek istedim.

Bunlardan ilki Yozgat’ın hemen girişinde tepenin başına konumlandırılan Kadınlar için yapıldığı söylenen termal tesis… Neden, sadece kadınlar için kullanılacaktır ısrarı devam ediyor anlamış değilim açıkçası… Muhafazakâr bir toplum olmamız sebebi ile aynı anda kullanılmalı demiyorum ama belli günlerde kadınlara hizmet ettiği gibi erkekler için de hizmet verebilir. Sonuçta açılışını da erkekler yapmıştı…  Bunun için şehir halkının ille de SORGUN’ da bulunan kaplıcaya yönlendirilmesine gerek yok… Atıl bir vaziyette orada kaderine terk edilmesini hep birlikte izlerken devlet kanadından bunun Yozgat için bir yatırım olarak lanse edilmesi niteliğini kaybedip, Yozgat için ölü yatırım olduğu öne çıkıyor… 

Diğer bir konu kaldırımlar ve tek yöne dönüştürülen ara sokaklar…

Her şehirde bulunan, trafiğe kapalı ya da yarı kapalı caddelerden olan Yozgat merkezde bulunan Lise Caddesi… Şikâyet genel olarak, kaldırımın fazla geniş olması, araç yolunun ise tek şerit olması… Biz ticareti devam ettirmek, merkeze ayak çekmek istiyorsak eğer… Öncelikle vatandaşı caddede bir şekilde yaya olarak bulundurmak durumundayız. Çok uzun olmayan caddenin saat kulesinden Yozgat Lisesine kadar olan mesafesi yaya olarak yaklaşık beş dakikada kat ediliyor. Bu kısa süre için ise araca çokta gerek duyulmaması taraftarıyım. Araçla yaklaşılması çok elzem durumlarda ise caddeye dikey ve paralel bağlanan birçok sokak bulunuyor, buralardan da bağlanılabilir. ‘’Bunu bizde biliyoruz ama biz gideceğimiz dükkânın önüne kadar aracımızla gitmek istiyoruz’’ diyenlere de şehir hayatında öyle bir lükse yer olmadığını belirtmek istiyorum.  Ticari araçların yanaşması için yapılan ceplerin de kararınca olduğunu da belirtmek isterim. Ara sokakların ise sırası üzerine tek yönlere verilmesi de ekstradan park alanı açığa çıkarmış. Kimse kusura bakmasın ama aracımızı caddenin paraleline park edip, caddeye yaya olarak çıkma süremiz en fazla 5 dakika sürüyor. Şehirde yaşayan insanlar içinde bu süre harika kısa bir süre…

YOBİS

Bu projeyi, her yere araç kullanan, halktan ayrı yaşayan, tabandan gelemeyen birisi düşünemezdi… Konumları ve uygulamaya geçmesi anlamında fevkalade olduğunu düşündüğüm bu projenin, kıymetli büyüğüm, Sayın Ömer TANSEL ‘ e ait olması ve Belediye Başkanı Kazım ARSLAN tarafından da hayata geçirilmesi beni hiç şaşırtmadı… Zira halkın içinde yaşayarak, halkın derdini anlayıp, onların dilinden konuşabilen kişilerden bahsediyoruz…

Sarraflar caddesi ve Tol çarşı geçmiş dönemlere nazaran daha kıymetlenmiş, çehresi değişmiş, kasvetli havasından uzaklaşmış bir hal almış. Burada bulunan esnafların, şehir halkının ve ziyaretçilerinin de daha çok faydalanabileceği hem sosyal hem de ticari alanlar ortaya çıkmış.

Eksikler de var tabi ki… Sanayi Sitesinden TOKİ’ ye çıkan yol on yıl önce ne kadar bozuksa şimdi de o kadar bozuk… Mahalle aralarında bulunan asfalt yolların bir kısmı yine patates tarlalarını aratmıyor, şehir merkezi genel anlamda makyajlanarak iyi bir konuma gelse de mahalle araları maalesef aynı izlenimi vermiyor…

Biraz da olsa yüzeysel olarak anlatmaya çalıştım gördüklerim hakkında ki düşüncelerimi, haftaya bazı konuların detayına inmek istiyorum…

Şimdilik bu kadar…

Haydı selametle…