BİLAL YEŞİLKAYA

Koltukları dolduranlar ve boşuna oturanlar

Siyaset tabii ki gerekli, siyasetin olmadığı, demokrasinin işlemediği, katılımcılığın olmadığı yerlerde karmaşa hakim olur. Karmaşa ülkelerin bölünmesine, parçalanmasına, kaosa sürüklenmesine zemin hazırlar. 
Siyasilerin yani ülkede yönetimde söz sahibi olan gücün kamu kurumlarına yapılan atamaları tamamen eline alması, tamamen kendi adamlarını koltuklara otutturması da bazı problemleri beraberinde getirir. 
Tabii ki herkes başarılı olacağı kadroları kurmak, arkasında güveneceği insanları görmek ister. Ama gel görelim ki özellikle Yozgat’ta son dönemde yapılan ya da daha önce kendilerine bir görev verilen isimlerin koltuklarını doldurdukları tam anlamıyla söylenemez. 
Siyasetin gücüyle koltukları doldurduklarını zannedenler, arkalarını milletvekillerine dayayanların bu memlekete katacakları bir şey olduğunu zannetmiyorum. Hemen hemen birçok kurumda aynı tabloyu görmüş olmak, işlerin yavaş yürüdüğünü, bürokrasinin hemen hemen her alanda ağırlığını hissetmek bu memlekete çok şeyler kaybettirmedi mi? 
STK’ların varlığı ile yokluğunun tartışıldığı, kimsenin elini taşın altına koymadığı bir memlekette eğer kamu da bu hantallıktan sıyrılmazsa, bu şehrin ilerlemesi, ya da ilerlemeyi bir kenara bırakın rutin işlerin yürümesi nasıl mümkün olabilir?
Biz kamu kurumlarında gerektiğinde sorumluluk alabilen, gerektiğinde ufak tefek engellere takılmayan isimlere görev verilmesinden yanayız. Pısırık, elinden iş gelmeyen, hep mevzuatı bahane gösteren, personelini çalıştıramayan, personeline sözü geçmeyen isimleri görmek istemiyoruz. Seçim geldi kapımıza dayandı. Tüm partiler proje üstüne proje açıklıyor. Allah’a şükür atan atana. Meydanı boş buldular sallıyorlar. Hoş duyduklarımız, yapılacakları söylenilen şeyler kulağa hoş geliyor ama bana göre tamamını gerçekleştirme, ya da tamamının olması ihtimali imkansız. Dilin kemiği yok ama şu bilinsin ki bizim de vatandaşın da hafızası var. Unutulsa da arşivlerimiz var. Söz uçar yazı kalır. Biz yazdığımız için bilin ki söylenilen her şeyin takipçisi olacağız. 
24 Haziran’dan sonra kim iktidar olur, kim Yozgat’ta söz geçirmeye başlar orasını bilemem ama bildiğim bir tek şey var ki artık koltuklarını doldurmayan isimlerle yola devam edilmemesidir. 
Herkes şapkasını önüne koysun ve bu söylediklerimizi bir düşünsün. Haksızlık yaptıysak, ya da birilerini insafsızca eleştirdiysek o zaman karşımıza çıksınlar ve ‘Siz bu konuda yanlış yaptınız’ desinler. 
Göreceksiniz ki bu konuda herkes bizimle aynı fikirde ve aynı şeyleri düşünüyor. Eğer bunun doğru olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız kendinizden olmayan, ya da sizinle aynı siyasi görüşü paylaşmayan insanları da dinleyin. 
Dinleyin ki doğru yolu bulasınız.