KAAN PINARCIOĞLU

Kıssa kıssa...

Siyaset ve sporun dışında hiçbir şeyin yaşanmadığı ve konuşulmadığı bir dönemin içerisindeyiz. Kör kuyu gibi içine battıkça batıyor, ne nere ye gittiğimizi biliyoruz ne de nereden geldiğimizi hatırlıyoruz. Sanırım birlik olalım derken tarihimizin en büyük ayrışmalarını yaşıyoruz. 
Ağızlar o kadar kirli ki…
Normal bir çekişme söz konusu değil…
Taraflar birbirine öyle çirkin konularla yürüyor ki… 
Miting alanlarında siyasi liderlerin ağızlarından çıkan hakaretler resmen vaatlerin önüne geçmiş durumda…
Yani kim iyi ise ona oy verilimden ziyade bizde artık kim az kötüyse ona oy verelimci olacağız. 
Bu söylediklerim daha çok genel siyaset ve genel başkanlar arasında…
Yerelde daha başka bir hava var…
Bir tarafta, yıllarca Yozgat Belediye Başkanlığı yapmış daha sonra parti değiştirerek milletvekilliğine geçiş yapmış, istifa etmiş ve uzun bir süre sonra helallik almak, kaldığı yerden devam etmek için tekrar Yozgat’a gelen Mehmet Erdemir…
Bir tarafta, Yozgat’ta müteahhitlik yapan ardından Partisinin İl Başkanı olan ve akabinde de sürpriz bir kararla Belediye Başkan Adayı olan Celal Köse…  
Bir tarafta, Mevcut Belediye Başkanlığı yapan, halk tarafından hem çok sevilen hem de çok eleştirilen, sürpriz bir şekilde partisi tarafından aday gösterilmeyen ancak bağımsız olarak adaylığını koyan Kazım Arslan…
Bir tarafta, Ordudan emekli, Ticaret Sanayi Odası Başkanlığı yapmış ve yeni bir oluşumun İl Başkanıyken son anda temsil ettiği parti ve ittifakının Belediye Başkan adayı olan Metin Özışık…
Bir tarafta, Şehrin Üniversitesinde yıllarca görev yapmış, sivri dili ve farklı ideolojik düşünceleriyle her siyasi partiyi eleştiren adı birçok parti ve ittifaktan anılmasına rağmen bam başka  bir partiden aday gösterilen Abdullah Doğan…
Bir tarafta ise her dönem seçimlere bağımsız olarak katılan, marjinal tavırları ve duyarlılığı ile herkesin dikkatini üzerine toplayan Bekir Korkmaz…
Yozgat ili Merkez İlçe Belediye Başkanı bu yukarıda saydığım adaylardan herhangi biri olacak…
Hiç birisi Yozgat Belediyesini satmayacak…
Hiç birisi sırtına alıp Yozgat Belediyesini Ankara’ya ya da başka bir yere taşımayacak…
Üç aşağı beş yukarı hepsi hemen hemen aynı şeyleri yapacak…
Kendi yakınlarını, hatrı olanları, aklındakileri yanlarına alacak yürüye bildikleri kadar da hayırlısıyla yürüyecekler…
Seçilemeyenler için çok bir şey değişmeyecek…
Kaldıkları yerden hayatlarına devam edecekler…
Tıpkı bizim gibi…
Belediyelerin yapması gereken, hizmet vermesi gereken belli başlı konular vardır ve bunları hangisi gelirse gelsin zaten yapacak ve yapmak zorunda zaten. Biraz eksik biraz fazla şimdiye kadarkilerden bunu gördük…
Bundan sonrakilerden göreceklerimiz de bundan üç eksik beş fazla aynısı olacaktır. 
Bizlere kırıp dökmek, küslük yaşamak değil seçmek düşer…
Şimdilik kıssa olan bu, haftaya hisselerden biraz bahsedeceğim…
Haydi selametle…