GÜLŞAH BOZAN

Hedef makam mı, hizmet mi?..

2019 Mart ayı içerisinde yapılacak yerel seçimler için Belediye Başkanı olmaya talip olanlar aday adaylıklarını açıkladılar. Adayların başkanlık yarışındaki coşkularının göreve geldikten sonrada devam etmesini ümit ediyorum. Nitekim bir hizmete aday olmak için yeterli ve gerekli donanıma sahip olmak ne kadar zorunlu görünse de aslında mevcut ya da geçmişteki bazı başkanlara baktığımızda sanki bu donanımların pekte şart olmadığını görüyoruz.

Seçimlerde tercimizi hangi partiden yana ya da hangi adaydan yana kullanacağımız konusunda hassas davranmamız gereken en önemli faktör ise Başkan olarak seçeceğimiz kişinin baş olma kabiliyetine sahip olup olmadığıdır. İdeal bir Belediye başkanı nasıl olur sorusuna yüzlerce maddeden oluşan yanıtlar verebiliriz. Bu nedenle bir Belediye Başkanı nasıl olmamalıdır sorusuna cevap arayalım. “Halka değer vermeyen, egolarıyla hareket eden, geri bildirime kapalı olan, biz merkezli olmayan, siyasi ve kişisel menfaatler üzerinde çalışan” biri kesinlikle başkan olamaz.

Olursa da makam olarak olur fazlası değil.

Asıl mesele Yozgat için en uygun Belediye Başkan adayı kim olabilir sorusuna doğru ismi bulmak…

Çünkü Yozgat herhangi bir il değil. Her zaman herkesin de söylediği gibi Türkiye’nin tam ortasında kanayan bir yaradır Yozgat. Hakkı ve hakikati bilen bir kişi bu kadar sorunun sorumluluğunu ve bunca insanının vebalini seve seve üzerine almaz, alamaz!

Ancak misyon ve vizyon sahibi, idealist ve çalışkan, sabırlı ve dirayetli biri bu görevi üstlenebilir.

Yozgat hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan ve mevcut sorunlar hakkında daha önceden bir araştırma yapıp çözüm projeleri üretmeyen biri bırakın başkan olmayı aday bile olmamalı.

Ama maalesef ki siyasi statünün ağır bastığı bir platform da başarı vadeden insanların şansı çok az.

Hatta hiç yok. Örneğin: Kendimden yola çıkarak ifade etmeliyim ki; Yozgat’ım ile ilgili bilmek istenilen her ne varsa detaylarıyla birlikte anlatabilirim.

Her asil Yozgatlıdan biri olarak memleketim ile alakalı genel ve özel bütün bilgilere sahibim. Mesela Yozgat merkezde kaç tane mahalle var, merkeze bağlı kaç tane köy var, kaç tane ilçe ve bu ilçelere bağlı kaç tane belde, köy ve mahalle var biliyorum.

Bunların (İl, ilçe, belde, köy, mahalle olarak) yerel yönetimlerini, kurumlarını, STK’larını, protokolünü ve muhtarlarını biliyorum.

Geçmişten günümüze Yozgat merkez ve ilçelerimizin tarihine hakimim.

Öte yandan demografik ve toplumsal yapısını, ekonomik durumunu, coğrafi konumunu, iklimi ve bitki örtüsünü… Kültürel değerlerimizi, geleneklerimizi, göreneklerimizi, örf ve adetlerimizi… Enternasyonal yatırım kaynaklarımızı, verimlilik kapasitemizi, aktif iş potansiyelimizi, iller arası ortak alanlarımızı, kolektif çalışma sahalarını, vs. vs. bunlar hakkında da yeterli bilgiye sahibim.

Hatta yurt dışında ne kadar gurbetçi olan ve başka şehirlerde yaşayan kaç tane hemşerim var onları da teorik olarak biliyorum.

Bugün itibari ile şehrin ve halkın bütününün genel sorunlarını, gereksinimlerini, ihtiyaçlarını ve beklentilerini tespit etmiş bulunuyorum.

Dahası ve en önemlisi bütün bu sorunların kesin çözümlerini ve yapılacaklar listesinde yer alan önceliklerimizi de çok iyi biliyorum.

Şehrin popülasyonu nasıl oluşturulur, ne şekilde çeşitlendirilir ve yükseltilir bütün bunları da biliyorum.

Fakat bilmek tek başına hiçbir işe yaramıyor. 

Amaca ulaşmak için illaki siyasi bir desteğe ihtiyaç var.

Az gelişmiş ülkelerin tamamında olduğu gibi Türkiye’nin de sorunu şu ki;

Nitelikli ve becerikli insanlara çalışma fırsatı verilmezken…

Verimsiz ve niteliksiz olanlara makam ve mevkiler altın tepside sunuluyor.

Bu sisteme göre hedef  yüzde 5 hizmet yüzde 95 menfaat!..