Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) 1. Yozgat İl Kongresi Genel Başkan Ali Babacan’ın katılımıyla yapıldı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan kongre öncesi Yozgat’ta esnaf ziyareti yaptı. Esnaf ziyaretlerini tamamlayarak kongre salonuna geçen Babacan burada büyük bir ilgi ile karışlandı.

Yimpaş Alışveriş Merkezinde yapılan kongreye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yozgat İl Başkanı İsmail Yılmaz, Yerköy Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz, Cumhuriyet Halk Partisi Yozgat İL Başkanı Abdullah Yaşar, Alperen Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Çıtak, İYİ Parti Yozgat İL Başkanı Metin Özışık ve Yozgat Belediyesi eski başkanı ve Yozgatspor 1959 FK Kulüp Başkanı Kazım Arslan ve çok sayıda davetliler katıldı.

Divan başkanı seçimi, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından bir konuşma yapan Deva Partisi İl Başkanı İsmail Yılmaz, “DEVA Partisi'ne gönül vermiş dava arkadaşlarım sizleri demokrasi, katılım, özgürlük, hukuk ve adalet hareketine destek vermek üzere bu çatı altına toplandığınız dolayı yürekten tebrik ediyorum.  Sizler hiç şüphesiz ülkemiz ve gelecek nesiller için daha refah bir Türkiye özlemiyle cesur yüreklerinizi ortaya koymuş insanlarsınız. Ülkemizde siyaset organı her geçen gün yok olmaktadır. Siyaset kurumu çözüm sanatı olmaktan çıkmış ayrıştıran, ötekileştiren, korku ve kaygıyı ortaya çıkaran bir şeye dönüşmüştür. Üretecek yeni şeyleri olmayan insanımızın huzur içinde olması için yapılan siyaset çareyi türlü çekişmelerde ve tehdit biriminde aramaya başlamıştır. Siyaset merkezinden adaleti, hukuku ve insanı çıkarmış rant uğruna birilerinin sopası haline gelmiştir. Siyasi ahlak göz göre göre yok edilmektedir. Yine belirtmek zorundayım ki ilimiz siyasetinde de kendilerini siyasi ahlak olarak görenler değerlerimizi şahsi ihtiraslarına ve siyasi emellerine kurban etmişlerdir. Ülkemizde olduğu gibi siyaset kurumu da yapıcı özelliği yitirilmiş ve ayrıştıran dostu dosta arkadaşı arkadaşa düşman eder bir hal almıştır. Ben bilirim, ben yaptım oldu, benim adamım politikası artık iflas etmiştir. İşte bu nedenlerden dolayı Sayın Genel Başkanım ve arkadaşlarım DEVA hareketi hazır olmuştur. Yozgat bugün bu salonda devasına hazır olduğunu söylemek için buradadır. İlimiz ve ilçelerimiz 19 yıldır iktidar faktörlerinden beklenen ilgiyi görememiştir. İlimizin tek geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılıktan uzaklaştırılmış üretken ekonomi ve sanayinin dışında betona ve sosyal yardıma mahkûm edilmiştir. Bir ilin kalitesi sosyal yardım almasından değil üretip çalışmasından ve sanayileşmesinden anlaşılır. Yozgat'ımız İç Anadolu'daki coğrafi konumu üretmeye ve sanayileşmeye çok uygun olmasına rağmen siyasi belirsizlikler yüzünden kaderine terk edilmiştir. Ülkemizde olduğu gibi Yozgat'ımızın da dertlerine deva bulmak üzere karar vereceğini hissediyor ve duyuyoruz. Memurumuzun, işçimizin, esnafımız ve çiftçimizin haksızlılık, gelir adaletsizliği liyakatsiz ekonomik sorunu karşısında bir haykırış içerisinde olduklarını açıkça görüyoruz. Bizler bu tablo karşısında susmaya ve seyirci olmaya razı olmadık. DEVA hareketine katılmaya karar verdik. Doğru karar verdik” diye konuştu.

Kongrede bir konuşma yapan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “ Küçük işletmelere, esnafa, serbest çalışana kira desteği verilmeli ve borçları faizsiz ertelenmelidir’ dedi.

Babacan’ın gündeminde dış politikadaki eksen tartışmaları, hukuk reformu ve pandemi döneminde uygulanan ekonomi politikaları vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:

 Küçük işletmelerin

borçları faizsiz

ertelenmeli, kira desteği verilmeli

Yıllarca ekonomiyi yönetmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Pandemi döneminde küçük işletmelerin vergi, stopaj ve SGK prim ödemeleri derhal ertelenmelidir. Ödemeler, pandeminin etkisi geçince uzun vadeye yayılmalıdır. Kredi borçları, en az 1 yıl ödemesiz olarak, uzun vadeye yayılmalıdır. Ötelenen bu borçlardan kesinlikle faiz alınmamalıdır. Ancak uzun vadeli ve sıfır faizli yapılandırma esnafımızı rahatlatır. Esnafımıza derhal kira desteği sağlanmalıdır.

 Sözümüze geliyorlar ama icraat yok

Ekonomiyi dibe batırdıklarını anlamaya başlayınca Avrupa Birliği’nden söz etmeye başladılar. Pabuç pahalı. Senelerce “Ey Batı” diye diye ülkeyi içe kapattılar. Avrupa Birliği’ne “biz yolumuza, sen yoluna” diye meydan okuyup durdular. Sanki yıllardır Avrupa düşmanlığı yapan başkalarıymış gibi, Cumhurbaşkanı birden ani bir viraj aldı, U dönüşü yaptı. Nihayetinde bu konuda da bizim sözümüze geliyorlar. Türkiye’nin sözünün gücünü artırın, sorunlarımızı diplomasiyle çözün deyip durduk. Kopya çekiyorlar diyoruz ya. Lafta kopyaya devam ama icraatta bir şey göremedik.

 Bu ülke sizin deneme tahtanız değildir

Maşallah, o kadar hızlı bir U dönüşü ki bu, yetişebilene aşk olsun. Düne kadar düşman ilan ettiğinize birden dönüp sarılmaya çalışıyorsunuz. Sayın Erdoğan, biraz yavaş. Sizin peşinizde bol bol yandaş gazeteci, bolca troll, pelikan melikan çeşitli kuş sürüleri de var. Böyle hızlı manevra yaptığınızda virajı alamayıp kaza yapıyorlar.

Ekonomideki, dış politikadaki, güvenlik politikalarındaki yanlışların bu millete ödettiği bedelle ilgili bir açıklama borcunuz var. Bu büyük ülke, sizin deneme tahtanız değildir. Ekonomide dene yanıl, dış politikada dene yanıl, güvenlik politikalarında dene yanıl. Bu yanlışlarınızın maliyeti konusunda hiç açıklama yapmayacak mısınız?

 Beş adım geri, bir adım ileri atarak yürüyorlar

Beş adım geri, bir adım ileri atarak yürümeye başladılar. “İnsan Hakları Eylem Planı” hazırlığı yaptıklarını söylüyorlar. İnsan hakları konularını “ekonomik hayatın paydaşlarıyla” tartışacaklarmış. İnsan hakları ihlalleri, ekonomik aktörlerle konuşularak çözülecek bir sorun değil. Bu ülkenin petrol kaynakları, doğal gaz kaynakları olsa ve ekonomiyi hazırı satarak, parasını yiyip dağıtarak yönetseler, akıllarına insan hakları gelmeyecek.

 “Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”

Mülkiyet hakkının korunmasını, sözleşme serbestisini vaat ediyorlar. Uyan da balığa gidelim. Mülkiyet hakkı 800 yıl önce yazılan insan hakları belgelerinde yer alıyor, yeni mi keşfettiniz? Buradaki niyet insan hakları falan değil. Ekonomiyi idare etmeye yetecek ve kendilerince yatırımcıları kandıracak kadar insan hakkı. Ziya Paşa’nın dizeleriyle soralım; “Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?”.

 Hakim ve savcıların

telefonunu

rehberinizden silin

Hukuk reformunda samimiyseniz, hakimlere ve savcılara “Size gelen hiçbir pusulaya, talimata göre hareket etmeyin. Aracıların tehdit ve teşviklerine kulak asmayın. Evrensel hukuk kurallarına uyun, Anayasaya bağlı hissedin, yasalara uyun, vatandaşın hakkını devlete karşı da koruyun, vicdanınız rahat olsun” diyeceksiniz. “Benden de size artık bir talimat gelmeyecek, rahat olun” diyeceksiniz.

Sonra da tüm hakim ve savcılarımızın telefon numalarını rehberinizden sileceksiniz ki huyunuz depreştiğinde tekrar arayıp “şunu tutukla, şunu bırak” diyemeyin.

 Tünelin sonundaki ışığı görüyoruz

Türkiye’nin farklı renkleri partimizin çatısı altında bir araya gelmeye başladı. Aylardır teşkilatlanıyoruz. Ne görüyoruz, biliyor musunuz? Tünelin sonundaki ışığı görüyoruz.

Hiç merak etmeyin, bu hükûmet miadını doldurdu. İktidar partisine gönül vermiş dostlarımız da hiç merak etmesin, artık DEVA Partisi var. Dönülmez akşamın ufkundayız. Emaneti teslim almanın hazırlığındayız.”